Öğrenmenin Dönüştürücü Gücü Üzerine Bir Başlangıç Eğitim, insanın kendi potansiyelini keşfetme yolculuğudur. Her öğrenme deneyimi, bireyin yalnızca bilgi edinmesini değil, aynı zamanda dünyaya bakışını, düşünme biçimini ve yaşamla kurduğu ilişkiyi dönüştürmesini sağlar. Bu nedenle bir eğitimci için her kavram, bir anlam kapısıdır. Bazen bu kapılar, kültürün derinlerinden gelen kelimelerle açılır. “Kubur deliği” de işte bu kapılardan biridir; yüzeyde basit bir terim gibi görünse de, anlam derinliğiyle öğrenmenin, dönüşümün ve insan deneyiminin metaforik bir aynasıdır. Kubur Deliği Ne Demek? “Kubur deliği” terimi, Türkçede çoğunlukla “mezar deliği” ya da “kabir girişi” anlamında kullanılır. Arapça kökenli “kubur”, “kabir” yani mezar anlamına gelir. Dolayısıyla…
Yorum BırakHızlı Fikir Akışı Yazılar
Kambur Olmamak İçin Ne Yapmalı? Hepimiz günümüzde, teknolojinin ve masa başı işlerin artan etkisiyle daha az hareket ediyor ve sıklıkla yanlış pozisyonlarda oturuyoruz. Kambur duruş, modern yaşam tarzımızın getirdiği ortak bir sorun haline geldi. Ancak, kamburluğun sadece fiziksel bir sorun olmadığını, aynı zamanda ruhsal ve sosyal etkiler de yarattığını biliyor muydunuz? Gelin, kamburluğun ne olduğunu, neden bu kadar yaygınlaştığını ve kambur olmamak için neler yapmamız gerektiğini birlikte keşfedelim. Kamburluk Nedir ve Neden Oluşur? Kamburluk, sırt ve omurganın normalden fazla eğilmesi durumudur. Genellikle, boyun ve sırt kaslarının zayıflaması, omurganın yanlış pozisyonda uzun süre kalması sonucunda oluşur. Özellikle bilgisayar başında uzun süre…
Yorum BırakGülün Anavatanı Neresi? Zamanın Ötesinde Bir Çiçeğin Yolculuğu Gülün Kökleri: Tarihin Derinliklerine Uzanan Bir Hikâye Gül, insanlık tarihinin en eski tanıklarından biridir. Onun hikâyesi yalnızca bir çiçeğin değil, insanın estetik arayışının, duygularını simgeleştirme ihtiyacının da hikâyesidir. Arkeolojik bulgulara göre, gül bitkisi yaklaşık 35 milyon yıldır yeryüzünde var. Ancak kültürel anlamda “gül”ün insanla buluşması, ilk kez Orta Asya ve Ortadoğu coğrafyasında gerçekleşmiştir. Birçok botanik araştırma, gülün anavatanının İran, Çin ve Anadolu üçgeni olduğunu gösterir. Bu bölgelerde yetişen yabani gül türleri, zamanla melezleşerek bugün tanıdığımız yüzlerce çeşidi ortaya çıkarmıştır. Özellikle Rosa damascena (Şam gülü) türü, hem tarihsel hem de kültürel olarak bu…
Yorum BırakGüherçile Nerede Bulunur? Kültürlerin Kimyasal Belleği Üzerine Antropolojik Bir İnceleme Giriş: Bir Antropoloğun Meraklı Gözlerinden Bir antropolog olarak beni en çok büyüleyen şey, kültürlerin görünmeyen bağlantılarıdır. Yeryüzünün farklı coğrafyalarında aynı maddeye farklı anlamlar yüklenir, aynı taş, aynı toprak, aynı mineral bambaşka sembollere dönüşür. Güherçile de böyledir. Kimyager için bir bileşik, tarihçi için barutun hammaddesi, ama antropolog için; insanla doğa arasındaki sembolik ilişkinin sessiz tanığıdır. “Güherçile nerede bulunur?” sorusu yalnızca jeolojik bir arayışı değil, insan kültürünün izini sürme çabasını da içinde taşır. Çünkü bu madde, sadece toprağın değil, aynı zamanda insan hafızasının katmanlarında da bulunur. Doğanın Kimyası ve Kültürün Coğrafyası Güherçile,…
4 YorumGörkem Kız İsmi mi? Dilin, Cinsiyetin ve Kültürün Kesişiminde Bir İsim İsimler, yalnızca bir çağrı biçimi değil, aynı zamanda toplumların kültürel belleğini, değer yargılarını ve estetik anlayışlarını yansıtan sembollerdir. Türkçede her ismin ardında bir anlam, bir tarih ve bir kimlik izi vardır. “Görkem” de bu anlamda oldukça dikkat çekici bir isimdir. Günümüzde sıkça duyduğumuz bu kelime, bazen erkeklere bazen kızlara verilir. Ancak soru hâlâ merak uyandırır: “Görkem kız ismi mi?” Görkem Kelimesinin Kökeni ve Anlamı “Görkem” kelimesi, Türk Dil Kurumu’na göre “ihtişam, güzellik, gösteriş, azamet” anlamlarına gelir. Köken olarak Eski Türkçede “körk” veya “görk” biçiminde kullanılmış ve zamanla “görkem” hâline…
4 YorumGri Pasaport ile Tatile Gidilir mi? Antropolojik Bir Bakışla Kimliğin, Ritüelin ve Sınırın Hikâyesi Bir Antropoloğun Merakı: Sınırların Ardındaki İnsan Hikâyeleri Bir antropolog için her pasaport, yalnızca bir seyahat belgesi değil; bir kültürel sembol, bir kimlik göstergesi, bir toplumsal ritüelin parçasıdır. “Gri pasaport ile tatile gidilir mi?” sorusu, yüzeyde basit bir merak gibi görünse de, derinlerinde insanın hareket etme, aidiyet kurma ve kimliğini ifade etme biçimlerine dair karmaşık anlamlar taşır. Her kültür, kendi sınırlarını çizer; bu sınırlar yalnızca coğrafi değildir — aynı zamanda sosyal, ahlaki ve semboliktir. Gri pasaport da bu sınırın gri tonlarında duran bir simgedir. Çünkü o, ne…
4 YorumItalyan İpek Nedir? Bir Tutkunun, Bir Zanaatin ve Bilimin Kesişimi Bir kumaşı elinize aldığınızda, parmak uçlarınızda minik bir melodi duyduğunuz oldu mu? İpek tam da böyle bir his bırakır: saten bir parıltı, kadife bir kayış, neredeyse fısıltı gibi bir akış. “Italyan ipek” dediğimizde ise, bu hissin üstüne yüzyılların ustalığı, titiz işçilik ve ileri teknoloji eklenir. Hadi, birlikte bu büyünün perde arkasına bakalım. Italyan ipeğin sırrı yalnızca ham maddede değil; dokuma, baskı, boyama ve bitim (finishing) aşamalarının kusursuz orkestrasyonundadır. Kökenlere Yolculuk: İpeğin İtalya’ya Girişi ve “Seta di Como” İpeğin Doğu’dan Avrupa’ya uzanan tarihsel yolculuğunda İtalya kilit bir kavşaktı. Orta Çağ’dan Rönesans’a…
Yorum BırakFotofobi Ne Anlama Gelir? Işıktan Korkan Kültürlerin Antropolojisi Bir antropolog olarak her zaman merak ederim: insan, ışığa neden bu kadar farklı tepkiler verir? Fotofobi, tıbbi açıdan “ışığa karşı aşırı hassasiyet” anlamına gelir; ancak kültürel bağlamda bu kelime, çok daha derin bir hikâyeyi anlatır. Fotofobi, yalnızca bir göz rahatsızlığı değil, insanlığın ışıkla, yani bilgiyle, görünürlükle ve kutsallıkla kurduğu karmaşık ilişkinin sembolüdür. Bu yazıda, ışığın ve karanlığın farklı toplumlarda nasıl anlamlar kazandığını, fotofobinin bedensel bir tepkiden çok, kültürel bir metafor olarak nasıl var olduğunu antropolojik bir gözle inceleyeceğiz. Işık ve Karanlık: Kültürel İkiliklerin Evrensel Dili Her kültür, ışık ve karanlık arasında bir…
Yorum BırakDar Görüşlü Aile Ne Demek? Felsefi Bir Bakış Bir filozofun gözünden dünyaya baktığımızda, aile yalnızca biyolojik bir birlik değil; bir değerler sistemi, bir düşünme biçimi ve bazen de bireyin ontolojik sınırlarını belirleyen ilk varlık alanıdır. Ancak bazı aileler, bu alanı bir özgürlük zemini olarak değil, bir daraltma çemberi olarak inşa eder. İşte bu noktada karşımıza çıkan kavram, dar görüşlü ailedir. Peki, dar görüşlülük yalnızca fikir darlığı mıdır, yoksa daha derin bir varoluş biçiminin göstergesi mi? Etik Perspektif: İyiliğin Sınırları ve Ahlaki Körlük Etik açısından baktığımızda dar görüşlü aile, kendi değerlerini evrensel doğrular gibi sunan ve farklı düşüncelere kapalı kalan yapıdır.…
8 YorumAşağıda, Amasya’nın Göynücek ilçesine bağlı köy sayısını odağa alarak, felsefi bir üslupla etik, epistemoloji ve ontoloji çerçevesinden sorgulayan özgün bir deneme yer alıyor: — Filozofun Gözünden “Köy” Olgusu ve Göynücek’in Köyleri Bir filozof, kavramlara önkabul yüklemeden yaklaşır: “Köy nedir?” sorusundan başlar. Bizler için “köy”, yalnızca coğrafi bir yerleşim birimi değildir; bir kültür, bir aidiyet, bir varoluş biçimidir. Ancak bu varoluş biçimi, ontolojik olarak nasıl konumlanır? Köy, “yer” midir yoksa “kimlik taşıyıcısı” mıdır? İşte felsefi merak, bu ikiliği aşmaya çağırır. Göynücek ilçesinin kaç köye bağlı olduğu sorusu, basit bir idari sorudur. Ancak bu sayı, köy kavramının varlığını, sınırlarını ve işlevlerini düşünmeye…
Yorum Bırak